13 Ocak 2008 Pazar

YOLCULUK NEREYE HEMŞERİM??


Kitabın adı: YOLCULUK NEREYE HEMŞERİM?
Kitabın yazarı: GÜLSE BİRSEL

Yine bir Gülse Birsel kitabıyla karşınızdayım. Bir çırpıda iki kitabını da zevkle okudum. Fakat bu kitabı diğerlerinden farklıydı. Biraz daha duygusal yaklaşmış olaylara. Hele bir yazısı kalbimden vurdu. Sanki Gülse Hanım Düşün-Taşın kulübünü biliyormuş ve yaptığımız şeylere destek oluyormuşcasına bizi destekleyen bir yazı yazmış. Herkesin kitap okuması gerektiğini vurguluyor defalarca. Kendisi 3,5–4 yaşlarında okumayı öğrenmiş. Ayşegül adlı bütün hikâye kitaplarını babası sayesinde bitirmiş. O kadar çok okumuş ki iki günde bir kitap bitirmiş. En sevdiği yazarında Ömer Seyfettin olduğunu dikkatle vurguluyor. Hala kitap okumanın heyecan verdiğini anlatıyor yazısında. Bir cümlesinde ise verdiği mesaj çok etkili;

‘hatırım için çocukları kitap fuarına götürün. İnanın ‘’oha falan oldum’’ demekle bozulmaz Türkçeleri, ama kitap okumazlarsa o zaman toptan yandık!’

Anladım ki her başarılı insanın hayatında kitap önemli bir yer alıyor. Zaten bu kadar başarılı, zeki ve bu kadar da sıra dışı işlerin meydana gelmesi okuduğumuz kitaplarla orantılı oluyor.
Bundan önceki zamanlarda kitap okumaya önem versemde bu kadar çok okumadım. Birçok kitap okumama vesile oldukları için ve öğrendiğim bilgiler için Düşün taşın kulübüne ve o kulübün kurulmasını sağlayan, bizim sıra dışı işler yapmamıza sebep olan sayın başkanıma huzurunuzda teşekkür etmek istiyorum.

'Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime!'


Kitabın adı: HALA CİDDİYİM
Kitabın yazarı: GÜLSE BİRSEL

Gülse Birsel ismini hep takdirle anmışımdır. İlk g.a. g programını seyretmiştim o zamanlar. Anlatımı çok farklıydı ama nedense yazılı bir metinden okuduğunu zannetmiştim. Daha sonra benim Favori dizim Avrupa Yakasında senarist ve oyuncu olarak karşıma çıktı. O sıralar arkadaşlarımdan hep yazarın bu kitaplarını aradım. Çok aramama rağmen beklemediğim bir anda beklemediğim bir şekilde kitaplarına sahip oldum. Dolayısıyla bu kitap daha fazla önem kazandı benim gözümde.
Boğaziçi ekonomi mezunu, Amerika’da sinema üzerine mastır yapmış olan yazar, bu kitabında köşe yazılarını bir araya toplamış. İlk sayfada özgeçmişini okuduğumda bir cümlesi dikkatimi çekti.’her kitapta özgeçmişinin daha da uzamasından endişe duymaktadır.’Bu cümle kendine ne kadar çok güvendiğinin göstergesidir bence. Köşe yazılarında ise kendi hayatına kimsenin görmediği bir başka kapıdan bakmış. Çok az uyuduğunu ve çok okuduğunu öğrendim. Bütün dizinin bölümlerini ve reklâm metinlerini kendi yazdığını anlatmış kitabında. Hayatında olan olaylara mizahi yönden o kadar güzel yaklaşmış ki belki o gibi olaylarla biz günde on defa karşılaşıyoruz. Fakat yazar anlatımına benzetmeler ve mizahı katarak ortaya mükemmel bir kitap çıkmış. Hayatında başarılı, zeki ve yetenekli kadınlara hep takdir eder ve örnek almaya çalışırım. Buyurun okumaya…

Ancak, çok iyi okuyan kendini çok iyi anlatır ve onu kelimeler döker.

2 Ocak 2008 Çarşamba


Kitabın adı: KARA ELBİSEDEKİ LEKELER
Kitabın yazarı: İHSAN ABDÜLKUDDÜS

Kitap;Mısırlı, uzman bir ruh doktorunun 1950 yılında Afrika’ya yaptığı seyahatin hikayesini anlatıyor.Kitabın kapağını gördüğümde çok içimi açmadı açıkçası.fakat okumaya başladıkça bu seyahati çok beğendim.Bu doktorun tatil için Afrika’yı seçmesi ve hayatında ilk defa karşılaştığı iki farklı insanın iki farklı hastalığını konu alıyor.Bir gün hotelin kapısının çalmasıyla Sami adında biriyle tanışır.Bu kişi doktora çok yardımcı olur,çok neşeli bir adamdır ama orada yasa haline gelmiş olan zencilerden nefret eder.Onların bulunduğu ortamda bulunmaz ve gerekirse şiddet uygular.Fakat Sami, zamanla anlaşılır ki kişilik bunalımındadır.Kendi bile hatırlamadığı başka bir hayatta yaşar.Çok nefret ettiği zenci hayatını..Neden böyle davranır neden hatırlamaz?İşte bu da kitabın can alıcı noktalarından bir tanesi…Kardeşi Samiye ise,Mısırın ünlü sanatçılarından Ümmü gülsüm’e hayrandır ama sesini duyunca sinir krizleri geçirir.Ağabeyleri Selim ise evde bastırıcı bir rol oynar.Doktor için çözülmesi zor bir meseledir.Zencilere neden bu kadar karşı çıkıldığını araştırır yıllarca.bu konuda Afrika dönüşü bir çok araştırma yapar.Doktorun bu iki gizemli olayı nasıl çözdüğünü hayranlıkla okudum.
Kitap boyunca sadece bir şeyi düşündüm.

Ben bir ruh doktoru olsaydım sorunlara nasıl çözüm getirirdim? Ya siz?Bir düşünün bakalım
.