8 Temmuz 2008 Salı

Mahrem-i esrarımızdır öteki...


Kitabın adı:Öteki

Kitabın yazarı:Dostoyevski


Dünya klasiklerini bitirmeyi amaç edinen ben yine muhteşem bir kitapla karşınızdayım.

'Öteki'nin başkişi olduğu bir romandır Dostoyevski'nin kitabı: 'Öteki'. Dostoyevski'nin romanında esas Bay Goladkin'in yerini alan, 'öteki' olan ikizidir. Kendisiyle tıpatıp benzerlik gösteren, onunla aynı adı taşıyan, namussuz, ahlaksız, ikiyüzlü ve işini bilir 'öteki' Bay Goladkin. Ancak küçük Goladkin bir sanrıdır tabii. Güçlü bir Hıristiyan inanışına sahip olan Dostoyevski metafiziğe yüz veren yazarlardan değildir. O gizemlerini insan ruhunun temelinde bulur. Bu nedenle de kahramanı Goladkin'in Mr. Hyde'ı labaratuvar deneylerinde elde edilen biri değil, hasta bir ruhun kabusudur. Ancak roman sadece hasta bir ruhun kabuslu sanrısının hikâyesini anlatmaz. Bay Goladkin, tüm dünyaya, yabancı olan her şeye düşmandır. Sözgelimi kendine benzemez bulduğu iş arkadaşlarına, sınıfını ve dünyasını içine sindiremediği uşağı Petruşka'ya, pansiyoncu Alman kadına, Fransız romanlarına, Alman edebiyatına... Hayatın tüm kötülüklerini dış dünyada bulurken 'öteki'nin tanımı zaman zaman genişler, zaman zaman daralır. Ama durum ne olursa olsun onu en rahatsız eden küçük Goladkin'dir, kendi ikizi. İkizi kendisi olmayan her şeyi simgelemektedir gözünde ve hayatının mahvolmasına neden olan da ondan başkası değildir. Çaresizce çırpınır ondan kurtulmak için. 'Öteki', kişilik bölünmesine ilişkin bir roman olmanın yanısıra kendi içimizde yaratıp yaşattığımız, söz hakkı tanımadığımız ya da herhangi bir biçimde yüzleşmediğimiz, varlığını kabullenmeyip reddettiğimiz Dostoyevski'nin romanında kahramanın ilaçlarını içmediği küçük bir sahnede okura sezdirilir, 'öteki'nin bir kez daha her şeyi ele geçirişini anlatır. Ve bu 'öteki'nin tehdidi büyüdükçe dış dünya da tümüyle 'öteki'nin bir yansımasına dönüşür. Artık her şey, yıpratıcı endişe ve telaş dışındaki her şey 'öteki'nin tanımına girer. Ya da başka bir deyişle, rahatsız eden her şey 'öteki'nin kimliğine bürünür. Ve 'öteki' Goladkin'in kendi sanrısından öte birisi değildir. Tüm dünya aslında bir sanrı yoluyla içe alınmıştır. Oysa sanrısının etkisinde alışverişe çıktığı sahnede nasıl da keyfi yerinde biridir Goladkin, tıpkı Mr. Hyde'la balayı günlerindeki Dr. Jekyll gibi. Belki 'öteki'ni ama asıl önemlisi 'ötekileştirdiklerimizi' bir kez daha düşünmekte fayda var. Daha doğrusu ötekileşmenin getirdiği rahatlıkla, ötekileştirmenin getirdiği karabasanı ve bu ikisinin birbirine geçişinin kolaylığı üzerine... Belki daha bir cesaretle yüzleşmeliyiz onunla.


'öteki tek celsede ölümü ister.Bir soru imidir roman sayfalarında,hatalarla kaybedilenlerle geçen yaşantılarda...karanlığa düşmüş bir çığlıktır öteki.'

Hiç yorum yok: